İki gözün göremediği

İki gözün göremediği…                                                       

        Afyon'un Sandıklı İlçesi Hırka ve Emirhisar köyüne bir sonbahar günü gezici sağlık otobüsü gelir. Göz taraması yapılacaktır. Özel bir sağlık merkezine ait aracın hopörlerinden anonslar yapılır ve bedava göz taraması yapılacağı duyurulur. Köyün muhtarları, imamları ve öğretmenleri de köy halkına bu haberi müjdelerler.    

         Sonra…

         Sonrasını hepimiz biliyoruz.

         Hayatının son demlerini yaşayan güzel insanlarımızın çektikleri sıkıntıya bir yenisi daha eklenmiş oldu…

         Yurdumuzda bu tür manzaralara çoğu zaman şahit oluyoruz.

         Gözünü, sağlığını kaybedenlerin gölgesinde Sayın Sağlık Bakanı “Bu şekilde tarama yapmak bir tıp merkezinin haddine değil. Bu iş şu anda Türkiye’de mevcut mevzuatımıza göre suç oluşturuyor…” açıklaması yapıyor.   

         Bu arada unutmadan söyleyeyim; eğer bu olay yaşanmasaydı Sayın Bakan başta olmak üzere bakanlık bürokratları yapılan böylesi taramalardan “bakın işte, vatandaşın ayağına kadar sağlık hizmeti götürüyoruz…” diyerek söz ederlerdi.

         Ama olmadı talihsizlik işte!..

         Ancak yapılan göz taramasına Afyonkarahisar Sağlık Müdürlüğü’nün izin verdiği ve valiliğin de bu izni onayladığı kısa sürede anlaşıldı.

         Bir taraf yanılıyor ya da bir taraf hepimizi yanıltıyor.

         Olan, Türkiye’deki değişmelerden uzak ve habersiz yaşayan sade yurttaşlara oluyor.

         Bir kısmımız Sayın Bakanın çıkışını “sorumluların boyunlarının vurulması, hakkın yerini bulması” gibi görseler de artık çoğunluk için yaşananların münferit ve talihsizlikten öte anlamlar ifade ettiğini görüyorum.

         Ama yine de Sayın Bakan basına demeç verirken bir Allahın kulu çıkıp da “Sayın Bakanım yaşananlardan kendinizi sorumlu hissediyor musunuz? “ diye sormuyor, soramıyor.

         Kimsenin aklına yaşananların mevcut siyasi iktidarın övündüğü Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin bir sonucu olabileceği gelmiyor.

         Normal koşullarda Dünyanın herhangi bir yerinde böyle bir sağlık skandalı sistemin en başındakilerden başlamak üzere istifalarla sonuçlanır.

         Ama her şeyi dünya örnekleriyle anlatan mahir yöneticilerimize rağmen bizde öyle şeyler asla olmaz…

         Sağlığın serbest piyasa koşullarına bırakıldığı, yani salt ticari bir alan haline getirildiği bir düzene doğru gidiyoruz.

         Bundan böyle dün yaşadığımız sağlık skandallarında olduğu gibi yarın yaşayacaklarımızda da hastaneler, özel sağlık merkezleri, doktorlar, vatandaşlar, ilaçlar ve hatta mikroplar sorumlular olarak acımasızca kamuoyunun önünde suçlanacak, mümkün olursa cezalandırılacaktır.

         Böyle devam ederse ne bakan, ne bakanlık bürokratları ne de şu an işlerliği olan sağlıkta dönüşüm projesi sorgulanmayacaktır.

         Kaybedilenlerin hesabını, bugün ciddi aksaklıklarını yaşadığımız bu düzeni kuranlar değil ondan mağdur olanlar ödemek zorunda kalacaktır.

         Aslında ne söylesek boş. İnsan yaşadığını daha iyi anlıyor.

         Bakınız sonuçta ne oldu?

         İki gözün göremediğini, tek bir göz gördü…

                                                                                                      07.12.2010


Yorumlar - Yorum Yaz
Saat
Hava Durumu
Takvim