Tren…
Biraz ayrı kaldık,
Olsun.
Dönülmeyince; ayrılık unutulmak olsa da,
Özlemdir o, her kavuşmada…
…
Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.
Uzun ince bir yoldayız…
Türküler, türkücüler...
Ekonomi dâhileri…
Sanat sövücüleri…
Ve rahim bekçileri…
Gidişe bakıldığında akla düşen " biz bu trene binmemiştik" oluyor.
Lokomotifin bacasından çıkan isli duman nefes almayı zorlaştırıyor.
Raylar bir kelepçe,
Vagonlar hücre…
Halbuki her birimiz bu demirle ne ufuklara yelken açmıştık.
Bir umut !
Ağır aksak da olsa aydınlığa ilerleyen.
Tren, bizim tren, makinist bizim, kondüktör bizim.
Ama hızlandıkça o makus talih anlaşılıyor.
Raylar bir kelepçe,
Vagonlar hücre…
Önce erkekler bindi.
Ardından gençler.
Bir sonraki durakta kadınlar ve çocuklar beklemede…
Kadınlar!
"Binmeyin o trene, çocuklarınızı da bindirmeyin."
Son durak Auschwitz.
12.06.2012