Atakum Hepimizin

 Atakum Hepimizin                                                                                                              

Atakum Kent Konseyi Başkanı olarak böyle bir konuya karışmakla karışmamak arasında gidip gelirken son yapılan karşılıklı açıklamalar bana birkaç söz söyleme zorunluluğunu hissettirdi.

Çünkü Kent konseyi olarak kenti ilgilendiren her sorunda bizim de işin içinde olmamız gerektiğini her zaman söylüyorum.

Siyasetten ve yöneticilerden bağımsız bir “orta nokta” olmanın zorunluluğunu bugün daha da şiddetle hissediyorum.

Konumuz hepimizin yakından takip ettiği gibi Adalet ve Kalkınma Partisi siyasetçileriyle Atakum Belediye Başkanı arasında.

Önce Adalet ve Kalkınma Partisi Atakum ilçe başkanı Sayın Hüseyin Dereli ile Atakum Belediye Başkanı Sayın Metin Burma arasında başlayan “barışçıl bir tabirle” diyalog, Atakum’da yaşayanların pek çoğunun istediği şekilde değildi.

Bir de Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Sayın Osman Çetinkaya’nın ve Milletvekilimiz Sayın Çağatay Kılıç’ın araya girmesiyle durum istenmeyenin de ötesine geçti.

Siyaset doğal olarak kimi zaman böyle karşılıklı çıkışları zorunlu tutsa da görünen o ki; nerede durulması gerektiği konusunda çok da fazla bir deneyimimiz yok.

Keza Sayın Çetinkaya’nın açıklamakla tehdit ettiği konulara gelindiğinde bunu görüyoruz.

Siyasette en sevmediğim ve doğru bulmadığım davranış tehdittir.

Çünkü siyasetçi elinde kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini düşündüğü ne varsa onu vakit geçirmeden paylaşmak zorundadır.

“İleride daha çok işimize yarar…” düşüncesiyle hareket edildiği kanısı uyandıran, üstü kapalı, imalı çıkışlar şık değildir, iktidar partisinin il başkanına da yakışmaz.

Eminim Sayın Çetinkaya sözlerinde kötü niyetli değildir.

Ancak son yıllarda yitirilen siyasi nezaketten etkilenmemiş olmasını da çok beklemiyorum.

Karşılıklı açıklamalarda değinildiği gibi iktidar partisinin il başkanının boş vakti olduğunu da hiç sanmıyorum.

Eminim milleti devleti ilgilendiren konularda iktidar partisinin il başkanı, ilçe başkanı ve tabiî ki milletvekili önemli çalışmalar yapıyordur.

Şimdi gelelim işin özüne.

Atakum’u herkes sahiplenmeye çalışıyor.

Bunda en fazla hakkı olan doğal olarak seçilmiş belediye başkanıdır.

Samsun’da bulunan iktidar ya da muhalefetteki siyasilerinde Atakum’da hakkı vardır.

Ama Atakum öncelikle burada yaşayanların hakkıdır.

Seçilenlerin ya da diğer siyasilerin burayı kendi savaş meydanları gibi görmeleri ise doğru değildir.

Savaşı kimin, neden başlattığının da bir önemi olduğunu sanmıyorum.

Bildiğim tek şey kimsenin huzursuzluk istemediğidir.

O yüzden buradan herkese seslenmek istiyorum:

Siyasette nezaketi göz ardı etmeyelim.

Kim Atakum’da ne yapmış ortaya konulsun, onu da görelim.

Çalışana engel olmayalım.

Eksikleri ve yapılan yanlışları eleştirelim; ama tamamlamak için, düzeltmek için.

Kavga etmeden, tehdit etmeden, aşağılamadan siyaset yapmak ve başarılı olmak gayet mümkündür.

Ve bizim de şu aralar en çok buna ihtiyacımız var.

03.01.2012


Yorumlar - Yorum Yaz
Saat
Hava Durumu
Takvim