Sağlık, emperyalizm ...

Sağlık, emperyalizm ve küreselleşme                               

        Üzerinize afiyet, soğuk algınlığı şikayeti nedeniyle doktor arkadaşıma birkaç ilaç reçete ettirdikten sonra eczanedeydim.

         Eczane çalışanları ilaçları hazırlarken bir bayan müşterinin söylenmesini dinliyordum. Kadıncağız isyan ediyordu:

         " Mahvetti bunlar her şeyi! Allah ... versin hepsinin!.. Emekliyiz ama nereye gitsek para ödemek zorunda kalıyoruz!.."

           Evet, artık hastalandıysanız ve hastaneye gittiyseniz, önce orada katkı payı adı altında bir miktar ücret ödüyorsunuz, ardından eczanede yine muayene ücreti ve ilaç fark ücreti ödüyorsunuz.

         Yani, sosyal güvenceye sahip olsanız da cebinizden yine hatırı sayılır miktarda para ödemek zorunda kalıyorsunuz.

         Halbuki çalışanların maaşlarından belirlenen miktarlarda sağlık için Genel Sağlık Sigortasına zorunlu olarak zaten kesinti yapılmaktadır. Ancak yeni sağlık sistemininin özel ya da kamusal görünen dallarını bu kesintilerden sağlanan primler besleyememektedir.

         Diğer yandan katkı payı konularak hizmet kullanımındaki suistimallerin önlenebileceği düşünülmektedir.

         Aslında yapılan iş, kamunun sağlık finansmanından çekilme sürecinde, katkı payı ve fark ücreti adı altında, sağlık hizmetlerinin yükünü genel anlamda özelleşme anlayışıyla vatandaşın omuzlarına usul usul bırakması işidir.

         O yüzden omuzlarına binen ağırlığı yavaş yavaş hissedenler eczanelerde seslerini yükseltiyorlar.

         Haklılar da...

         Ama, artık bu bir işe yarar mı, doğrusu onu bilemiyorum...

         Sevgili okurlar, küreselleşme olgusu içinde hepimizin önüne yeni yeni dayatmalar getirilmektedir. Bizdeki çoğu resmi raporların giriş bölümlerinde ve gerekçelerinde atıfta bulunulan kürelleşme olgusu, görünenin aksine bizim gibi ulusların temel alabileceği, kendine dayanak gösterebileceği bir yol asla olamaz.

         Çünkü uluslararası düzlemde yaygınlaşmış iktisadi etkinliklerin işlevsel anlamda birbirlerine eklemlenmesi diye tanımlanan küreselleşme, aslında bir ülkenin başka bir ülkeyi siyasi ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesi anlamına gelen emperyalizmin günümüzdeki şeklinden başka bir şey değidir.

         Hepimizin bildiği gibi biz emperyalizme karşı mücadeleyi kazanan bir ulus olarak bugüne kadar özgür yaşadık...

         Bunları genel duruma bakılmaksızın özel durumları anlayamayacağımız için yazıyorum.

         Yukarıda değindiğim bağlamda Türkiye sağlık ortamı küreselleşme olgusu içinde bir değişime açılmıştır. Değişim, "Sağlıkta Dönüşüm" adı altında pek çok yasal düzenleme ve ardından uygulamaları içine alan bir süreçte bugüne kadar gelmiş ve bugün itibarı ile halka dokunur şekil almıştır.

         Halka vermek yerine, halktan almaya başlamıştır. Sağlık hakkımız uluslararası sermayenin güdümüne güle oynaya teslim edilmiştir. Sağlık alanında emek verenler bu sermayelerin köleleri haline getirilmeye çalışılmaktadır.

         Bu değişim asla devrim değildir. Ama, devrimmiş gibi hepimize sunulmaktadır.

         Bu da çok doğaldır çünkü güncel haliyle küreselleşme emperyalizmin en sinsi halidir!..

                                                                                                      10.03.2010

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Saat
Hava Durumu
Takvim