Canım Ustama

Canım Ustama…

Aslında tam da tersi olur.

Çırak öğrenirken zorlanır.

Bizdeyse; “Usta” zorda... 


Taksim’e taktın.

Orayı sevenleri sevmiyorsun, gitmek isteyenleri engelliyorsun.

Altını kazıyorsun, üstünü yıkıyorsun.

Kimseye de sormuyorsun, 

Ustasın ya...
 

Daha birkaç ay önce yeri göğü yaradanınkine burun kıvırdın da daha iyisini yaparım dedin.

O yüzden İstanbul’un siluetine diktin gözünü.

Ne yapsın “benim canım kardeşim”,

Cami deyince sus pus... 


Şimdi, o ağzından düşürmediğin “tüyü bitmemiş yetimin” gezip dolaşacağı parkı yıkıp, ağaçları kesip Tophane Kışlası süsü verilmiş AVM yapmaya kalkıyorsun.

“Tarihi canlandıracağını” söylüyorsun, geleceğini yok ederken.

Tüyü bitmemiş yetimin anası, babası, dedesi, nenesi istemiyor bunu,

Bir sorsana...


Betondan şehirlerde ağaçlar parklara sığınmış.

Yanlarında bir soluk almak, huzur bulmak isteyen insanlar, insancıklar

Taksim Gezi Parkı’nda işte böyle bir yer canım Ustam,

Torunlarını da alıp orada şöyle bir dolaşsana... 


Anketlere sarılıyorsun.

Adının karşısında yazılana “halkım” diyorsun, “beni destekliyor.

” Gerisi sipariş vereceğin biber gazı dışında ne ifade ediyor senin için,

Ismarlamadan önce bir konuşsana...
 

Ülke karmakarışık.

Gece gündüz insanlar sokaklarda.

Çapulcu dediğin üç beş tane olur,

Sense halkından milyonlara çapulcu diyorsun.

Zahmet edip de bir saysana...
 

Yaşanan olaylar için “Birkaç ağaç değil mesele, bahane bunlar bahane…” diye düşünenler var.

Doğru, işin o yönü de var.

Onbir yıldır doğrudan derdini anlatmaya çalıştı insanlar sana, ama bir türlü dinlemedin.

Azarladın, hakaret ettin, korkuttun, sindirdin, dağıttın, susturdun.

Ne oldu?

Senin doktorunu, öğretmenini, memurunu, işçini, olmadı karısını, çocuğunu dövmeye, öldürmeye başladı millet.

Herkes haşat oldu, şimdi ise sıra sende, anlasana...
 

“Yüzde elliyi evde tutuyorum” diyorsun ya,

Doğrudur.

Ama şuna da inan;

Onlar da evlerinden kızıyorlar artık sana...



Murat ERKAN  04.06.2013



Yorumlar - Yorum Yaz
Saat
Hava Durumu
Takvim